Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ruh Üçüzlerim - (benle dört)

Resim
Birizim: Ben İkizim: Hepimiz onu çok iyi tanıyoruz. Huysuz/Somurtkan Şirin Üçüzüm: J.D. Salinger'ın "The Catcher In The Rye" kitabının esas oğlanı Holden Caulfield (çizim temsilidir) Dördüzüm: Filmleriyle biraz ucuzlaşmış olsa da skeçlerdeki haliyle şu an "ııııyyyyk" diyenlerin de beğenisini kazanmış olan " Recep İvedik " Bizi birbirimize bağlayan şey ise gerçekten inanarak ve samimi bir şekilde, birçok şeyden nefret ettiğimizi söylediğimiz halde, aslında nefret etmememiz yada nefret dolu insanlar(hepimiz insanız) olmayışımızdır. Holden'in göbeği olsaydı bir ortak yanımız daha olurdu aslında :)

Sevmem

McDonalds'da yemek yerken McDonalds/BurgerKing kıyaslaması yapmak için bomboş bir adam olmak gerekir. Aynı şekilde içki içerken içki ortamı hatıralarının anlatılması vs.. tarzı o an bulunulan ortamı(yapılan eylemi) önemsizleştiren, sanki o an bir anı olamazmış da ancak anıların anlatıldığı bir yer olabilirmiş yada karşındaki birşeyleri beraber yaşayıp, paylaşabileceğin birisi değil de yaşadıklarını anlatabileceğin birisi olabilirmiş gibi muhatabına saygıdan uzak, seviyesiz, aşağılık muhabbetleri sevmem. Benim gözümde çok büyük şerefsizliktir. Git onla iç içkini o zaman it herif. Bak sinirlendim yine.

Filmekimi 2011

Resim
Bu haftasonu Filmekimi başlıyor. İstanbul'da yaşamaya başladığımdan beri her yıl büyük bir hevesle beklediğim, benim için "servet" sayılan üç kuruşumu götürüp yatırdığım, ilk yıllar beni ziyadesiyle mutlu eden ve ödediğim "servete" asla acımadığım iki İKSV film organizasyonundan biri(diğeri Uluslararası İstanbul Film Festivali) olan Filmekimi için heyecanlanamıyorum bile. Çünkü son yıllarda, harcadığım paranın her kuruşuna, harcadığım zamanın her saniyesine acımaya başladım. Bir kaç yıldır yaşadığım büyük hayal kırıklıklarından sonra(ki her seferinde gideceğim filmleri itinayla seçtim) Filmekimi başlarsa ekime kadar...

Güncelektüalite

Bir ömrü heba etmenin en güzel yolu güncel kalmaktır. Milyonlarca insanla aynı şehirde yaşıyorsan hergün lüzumlu yada lüzumsuz binlerce olaya maruz kalırsın. Bunların bir kısmı seni ilgilendirirken bir kısmının seninle en ufak bir alakası bile yoktur. Etrafındaki insanlara bak(lütfen!); şu an o kadar meşguller ki güncel olanla, neyi neden yaptıklarını(bildiklerini) bile bilemeyecek durumdalar. Onlara son bir hafta içinde gerçekleşen ve revaçta olan olayları sorsan hiç takılmadan cevap verirler, üstüne bir de fikir yürütürler, utanmadan seni de tartışmanın içine çekmeye çalışırlar. Bir yıl sonra aynı şeyi tekrar sorsan sana deli muamelesi yaparlar. Endişelenme sen, aslında onlar deliriyor fakat farkında bile değiller. Sen sakın güncel kalayım diye uğraşma aman ha! Bu çılgın dünyanın hızına ye-ti-şe-mez-sin. Kimse yetişemez. Ama deli gibi kovalıyorlar hala. Gel biz onlardan olmayalım, sakin sakin oturalım, güzel şeylerden konuşalım, güzel şeyler seyredelim, güzel şeyler yiyelim, güzel şe