Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

nefret

Resim
Çok garip bir ülkede mi yaşıyoruz yoksa garip bir çağda mı yaşıyoruz bilmiyorum ama birbirimizden yoğun bir şekilde nefret ediyoruz. bu nefretin sebebi nedir, eskiden de böyle miydi gibi sorulara cevap verebilecek kadar sosyoloji yada psikoloji bilgim yok. yine de insan düşünmeden edemiyor. Şimdi mesela, bundan yüzyıllar önce de böyle miydi? yoksa o zamanlar sadece başka devletlerin vatandaşlarından mı nefret ediyorduk? Günümüzde sağcı solcudan nefret ediyor, solcu sağcıdan, asker sivilden, doktor hastadan, çalışan işverenden dendendenden diye uzar gider. bu durumun eskiden beri böyle olduğunu hiç sanmıyorum. çağımızın hastalığı bu derece nefret, tahammülsüzlük. ama tüm bu nefret nereden besleniyor? niçin nefret etmeye başladık bu denli? başkasının parasını mı, karısını mı, aklını mı, mevkiisini mi neyini çekemiyoruz? ki bu saydıklarımın hepsi binyıllardır var olan şeyler. yani sebep bunlar olamaz. peki o zaman ne? niçin bu nefret? şehir mi bu hale getirdi bizi, teknoloji mi? eskiden k

Yol

Resim
Eskiden beri yolları hep sevmişimdir. Toplu taşıma ile gidilen yollar bile, otoban değilseler eğer, hep cazip gelmiştir bana. Yaptığım gezilerde en çok keyif aldığım bölümler yolculuk anları olmuştur. 'Bir yol hikayesi' diye tarif edilen filmleri de hep sevmişimdir. Tarz gözetmeksizin. "Interstate 60, Motorcycle Diaries, Wristcutters, Im July, hassaten Straight Story ve birçok diğerleri" Böyle bir hikayenin parçası olmak insanı cezbediyor, ve insanın kendini yollara vurası geliyor. Yola çıkacak olan varsa, her yola gelirim ben de...

adam haklı beyler

şimdi ben ne desem(yazsam), ne yapsam, nereye gitsem, neyi sevsem, kime sövsem de siz(yani beni tanıyanlar<şu an ötekileştirildiniz>) bunu asla anlamayacak. çünkü beni tanıyorsunuz ya yıllardır, işte o "ben" asla sizin tanıdığınızdan farklı hareket edemez, düşünemez, sevemez, yapamaz edemez gibi geliyor size ama şu an bir virgülü atladım mesela. gelelim tespitime; sanırım bir insan tümüyle mutlu ve özgür ve dahi(de anlamındaki dahi) üretken(yaratıcı kelimesini insana yakıştıramadığımdan bunu kullandım) olmak için 3-5 yılda bir tüm çevresini değiştirecek şekilde taşınmalı, göç etmelidir. eş dost iyidir hoştur ama bizdeki değişimi görmez, görse de anlamaz, anlasa da sallamaz bazen. sanatçı olsam asla evlenmez, sık sık taşınırdım herhalde. (çok şükür hesap kitap işleriyle uğraşıyorum, hahaaha) demem o ki, kainat değişim üzerine kuruludur, insan değişim üzerine kuruludur ama çevre(eş, dost falan) değişimi sevmez. misal "30undan sonra serdar ortaç dinleme özgürlüğü"

antimilitaristin en coşkulu askerlik anısı

"pim pim çek çek bomba bomba at at, pim pim çek çek bomba bomba at at, PİM ÇEK BOMBA AT PİM ÇEK BOMBA AT GÜÜMMM!!!!!!"

başlangıç

Alibaba'dan ilham alarak bir gazla açtım bu sayfayı. Amma lakinki o gaz uçtu gitti, vakit yoktu, yan yattı, çamura battı falan derken, bir türlü nasip olmadı yazmak. engin birikimlerimi buraya aktarmaya olan kararsızlığıma son verme niyetindeyim. Yakında buradayım.