Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çatısız Kiremit Fabrikası

Resim
Bundan birkaç onyıl(decade) öncesine kadar insanlar yaşadıkları toplumun bir parçası olmayı marifet görmüşlerdir hep(şimdi efendim konunun ana fikri bunun üzerine kurulu, eğer burada yanıldığımı düşünüyorsanız yazının devamı sizin için vakit kaybı olacaktır, uyarmadı demeyin).Çağımızda ise bütün insanlar, imkanları dahilinde birey olmaya çalışıyor. Ben bunu da sanayi devrimine bağlasam ne kadar sığ ve sıkıcı bir yazı olurdu değil mi? Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki ilk iki gereksinim olan fizyolojik ve güvenlik gereksinimleri eski çağlara göre daha hızlı, daha kolay ve hatta bazen hiç çaba sarfetmeden sağlanabildiğinden(en azından birçokları tarafından) insanlar artık piramide üçüncü seviyeden giriyorlar. Sevgi ihtiyaçlarını aile hayatında(onbeş yaşına kadar falan) karşıladıklarından, henüz "ergen" dönemlerinde bile saygı görmek, farklı şeyler yapmak, kendini ifade etmek, "aktivite" peşinde koşmak telaşına düşüyorlar. Tabii bu süreç aile yapısına, maddi du

Şeyler

Resim
Georges Perec. Yeni tanıştım bu muhteremle. Bunca yıl nasıl farketmedim diye kızdım kendime. Ama belki otuzumdan önce okumadığım için şanslıyım, bilemiyorum. Sever miydim acaba 18imde okusaydım? Neyse, burası önemli değil zaten. Belki başyapıtlarından değil ama kronolojik gideyim diye "Şeyler" ile girdim Perec'in dünyasına. Aslında çok şey anlatan ama aynı zamanda hiçbirşey anlatmayan bir kitap.(çok klişe oldu farkındayım ama öyle, ne yapayım) Sanırım önümüzdeki birkaç hafta Perec'in dünyasında gezeceğim, buyrun beraber gezelim. 1960lı yılların Paris'inde sıkıcı sayılabilecek işlerde çalışan evli bir çiftin manevi dünyasını dışarıdan bakarak anlatıyor Perec. Nesnel yaklaşıyor kahramanlarımıza. Aşağılıyor onları, yerden yere vuruyor(başka bir tabir var aslında da kullanmayayım burada), sonra anlayışla karşılıyor onları. "Onlar". Kim ki "onlar". Sen de mi onlardansın yoksa? Sonsöz: Edebiyata, farklı bakışlara merakı olanları